DEVAM: 9- İKİ BAYRAM
AYLARI HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بْن
عمر المقري.
حَدَّثَنَا
إِسْحَاق بْن
عيسى.
حَدَّثَنَا
حماد بْن زيد،
عَن أيوب، عَن
مُحَمَّد بْن
سيرين، عَن
أبي هُرَيْرَة؛
قَالَ:
-
قال رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ:
((الفطر يوم
تفطرون،
والأضحى يوم
تضحون)).
Ebu Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir: «Fıtır (Ramazan bayramı) günü iftar ettiğiniz gündür.
Kurban (bayramı) günü kurbanı kestiğiniz gündür.»
Diğer tahric:
Ebu Davud, Tirmizi ve Darekutni de bu hadisi rivayet etmişlerdir.
Ebu Davud ve
Darekutni'nin hadis metni daha uzundur.
AÇIKLAMA: Tirmizi'nin rivayetindeki hadis metni mealen
şöyledir: «Ramazan orucu oruç tuttuğunuz günde (başlamış) olur. Fıtır (bayramı)
iftar ettiğiniz gündür. Kurban (bayramı) günü kurban kestiğiniz gündür.»
Tirmizi: 'İlim
ehlinin bazısı bu hadisi şöyle yorumlamıştır: Yani Ramazan orucuna başlamak ve
Ramazan bayramını yapmak; cemaatla ve halkın büyük çoğunluğuyla beraber
olmalıdır,' demiştir ..
EI-Menhel
yazarının dediğine göre bazı alimler: Hadisten maksad şudur, demişlerdir:
Hadis, şek gününde orucun tutulamayacağına işarettir. Çünkü şek günü, halkın
Ramazan orucuna başladığı gün değildir. Ve ikinci işaret, Şevval hilalini görüp
her hangi bir sebeple şahitliği reddedilen kişinin, hilali gördü diye orucu
bırakmamasınadır. Çünkü halk o gün iftar etmemiştir.
Sindi: de:
Hadisin açık olan manası; Ramazan bayramı ve Kurban bayramı günlerinin tayin ve
tesbiti hususunda kişilerin müdahale yetkisi yoktur. Kişiler, cemaattan ve
halkın büyük çoğunluğundan ayrılarak kendi kendilerine hareket edemezler. Bu
günlerin tayin ve tesbit yetkisi, devlet yetkilisine ve İslam cemaatına aittir.
Fertler, devlet yetkilisine ve cemaata uymak zorundadırlar.
Hattabi şöyle
demiştir: Hadisten maksad; ictihadla yapılacak hususlarda İslam cemaatının
ictihada dayanarak yaptıkları. ibadetlerden dolayı muahaze edilemeyeceklerini
bildirmektir. Şu halde bir bölge halkı Şevval hilalini olanca güçleriyle
gözetledikleri halde ancak otuzuncu günden sonra hilali görebildikleri ve
dolayısıyla otuz gün oruç tuttuktan sonra o yılki Ramazan'ın yirmidokuz gün
olduğu sabit olursa, onların oruçları ve bayramları geçerlidir. Herhangi bir
vebal altında kalmış. olmazlar. Keza hac ibadetinde, Arefe günü tesbitinde hata
ettikleri zaman Arafat dağındaki vakfeyi iade etmeleri gerekmez. Kestikleri
kurbanlar kafidir. Bu hüküm, Allah tarafından ihsan edilen bir kolaylık ve
kullarına bir şefkattır, demiştir.